5 Eylül 2017 Salı

MİMAMİ'DE DÖNER, TAMPA'DA KÜNEFE, AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU

MİAMİ'DE DÖNER, TAMPA'DA KÜNEFE
İlhami NALBANTOĞLU
Miami'den Bir Görünüm
Ulusal yemeklerimizden biri de dönerdir, son yıllarda o kadar ünlendi ki uluslararası bir marka haline geldi.  Avrupa’dan sonra Asya’da, Afrika’da, Avustralya’da son olarak da Amerika’da tanınan, bilinen, aranan bir yemek haline geldi.
Yıllar önce İzmir’den Almanya’ya giden ve orada ünlü bir dönerci ustası olan İsmail Bey’in oğlu Tamer Bey, Miami’nin en merkezi yerinde bir dönerci dükkanı açış. Kapısının üsüne de kocaman harflerle “Türk Döneri” yazdırmış.
Taner Bey, babasının işi nedeniyle Almanya’da doğmuş, büyümüş, okumuş sonunda babasının mesleğini yaşatmaya karar vermiş. Almanca ve İngilizce biliyor, Türkçe bilgisi ise “merhaba, nasılsın”dan  öteye geçmiyor. Buna karşın Türklere güler yüzü ve sıcak yaklaşımı ile pozitif enerji veriyor.
Taner Bey, babasından devraldığı bu görevin çıtasını bir basamak  yükselterek, bir adım öne atarak, ona yeni bir vizyon katarak becermeyi başarmış. Bildiğimiz dönerin yanına, hitap ettiği kitlenin damak zevkine uygun bazı yiyecek maddeleri ekleyerek zenginleştirmiş, daha evrensel bir hale getirmiştir. Sunumu da daha çekici, iştah açıcı bir yapıya kavuşturmuştur.
Döner
Miami vitrinlerini gezerken Türkçe konuşan iki genç kıza rastladık, tanıştık, sohbet ettik. Biri Gaziantep, diğeri Hatay’dan gelmişler. Üniversite öğrencileri, biri Makine Mühendisliği eğitimi, diğeri Turizm eğitimi alıyorlarmış. Ailelerinin izniyle Miami’ye gelmişler. Otellerde oda temizliği yapıp para kazanıyor, hem de tatil yapıyorlar. Miami’de yemek sıkıntısı çektiklerinden söz ettiler. Dönerciye gittiğimizi söyledik, biz de gelelim dediler. Birlikte dönercinin yolunu tuttuk, çok beğendiler, teşekkür ettiler.
Miami’de başka Türk lokantaları da var. Sinoplu bir girişimci gencimiz burada İtalyan restoranı açmış. Hem de Miami’nin en önemli, en merkezi yerinde, tıklım tıklım dolup taşıyor.
Bir Türk girişimci nazar boncuklarının satıldığı çok güzel bir yer açmış. Vitrininde kocaman bir Türk bayrağı dalgalanıyor.
Tampa’da ise birden fazla Türk lokantası, Türk marketi, Türk işadamı, Türk çalışanı var.

Çok büyük alış-veriş mağazalarının birinin lobisinde , çocukları havaya zıplatan bir oyun alanı gözümüze çarptı. Çocukları oraya götürdük, bindirdik. İşyerinin sahibi Türkçe konuştuğumuzu görünce yanımıza geldi, tanıştık. Tokatlıymış Mehmet Bey, on yılı aşkın süreymiş Amerika’nın çeşitli yerlerinde aynı işi yapıyormuş. İki ay olmuş Tampa’ya geleli. İşleri iyiymiş, bizden ücret almadı, mahcup olduk, ikinci kez gelerek mahcubiyetimizi giderdik. Dost olduk, bize bazı yerleri tanımamızda yardımcı oldu.
Künefe
Tampa’da Ankaralı Kürşat Bey’in Türk marketi var, lahmacun bile yapıyorlar. Burada yaşayan Türkler zaman zaman biraya gelip Türk mutfağı özlemlerini gideriyorlar.
Bir de Akdeniz mutfağı ile kendini tanıtan Ayhan Bey’in lokantası var. Adana kebabı ile ünlü, Türk olduğumuzu öğrenince özel bir ilgi gösterdi. Künefe bile yapıyormuş, bizi çok şaşırttı. Bu kadarını da beklemiyorduk. Çok merak ettik, acaba Türkiye’deki aromayı tutturabiliyor mu diye.
Kadayıfı nereden alıyorsunuz diye sorduğumuzda, yanıtı çok netti “Arap marketlerinden”. Peki peynirini, tatlısını diye sorduğumuzda, bize uzun uzun künefenin varoluş öyküsünü anlattı. Peki zor değil mi diye sorduğumuzda, bizi gerçekten şaşırttı.
Önemli olanın zoru başarmak konusunda kısa bir konferans dinleyerek aydınlandık. Gerçekten de öyle, hak verdik Ayhan Bey’e.
Ayhan Bey, eşini ve oğlunu İstanbul’a göndermiş, kendisi tek başına bu zor işin üstesinden geliyor, yanında bulaşıkçı dışında kimseyi çalıştırmıyor.
Lokantada kullanılan tabak, çatal, bıçak, kaşık tek kullanımlık, ancak o kadar güzel ki gerçeğinden ayırmak mümkün değil.
İnsanın kendi kültürünü, geleneğini, göreneğini dünyanın  Türkiye’den çok uzak başka bir ucunda görmek gurur verici bir durum.
Türk insanının girişimci karakterini dünyanın her köşesinde görmekten  mutlu olduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder