8 Ağustos 2017 Salı

"CEMİL ÖZGÜR ZARAFETİ…" Bitlis’in yetiştirdiği onur abidesi Sayın Cemil ÖZGÜR

 CEMİL ÖZGÜR ZARAFETİ…
Bitlis'in Yetiştirdiği Değerli İnsan Cemil ÖZGÜR
AHLAT (AKSAV) KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI
Her kim ki “Hiçbir fedakârlıktan kaçınmamak” deyiminin ne demek olduğunu merak ediyor ve bir örneğinin görmek istiyorsa Sayın Cemil ÖZGÜR’ün Bitlis’te yaptırdığı Endüstri Meslek Lisesi’nin “AçılışTöreni”ni görmelidir. Göremese bile görenlerden dinlemelidir. Her kim ki Türkiye’nin herhangi bir yerinde, en gelişmiş merkezlerinde bile Bitlis Cemil ÖZGÜR Endüstri Meslek Lisesi’nin açılış törenlerinden daha görkemli bir tören yapıldığını iddia ediyorsa kuşkuyla karşılanmalıdır. Sakın ola ki bu satırları okuyanlar anlamsız bir abartıdan söz ediyor olduğumuzu düşünmesinler. Meramımız yiğidin hakkını teslim etmekten öteye geçemez. Olayın detaylarına indiğimizde sizlerin de hak vereceğinizden en ufak bir kuşku duymamaktayız.
Sizlere soruyorum eğer gördüyseniz lütfen söyleyiniz. Bir açılış töreni için Ankara’dan Türkiye’nin en iyi televizyon ve radyo sanatçılarından olan ünlü Mehpare Çelik’in özel olarak  ta Bitlis’e kadar getirtildiğini gören var mı? Başka detaylara girmemize gerek var mı? Yani Bitlis’te o töreni sunacak insan mı yok diyecek olursanız büyük bir yanılgıya düşmüş olacaksınız. Elbette vardır, ancak mesele töreni sunmak değildir, mesele konuya verilen önemi, duyulan saygıyı göstermektir.
            Bitlis’in yetiştirdiği onur abidesi Sayın Cemil ÖZGÜR, 2007 yılı 8 Ağustos tarihinde  temeli atılan Endüstri Meslek Lisesi’nin 2009 yılı 8 Ağustos tarihine yetişmesi için büyük gayret gösterdi. Açılışa bir ay kala  acaba yetişir mi, yetişmez mi diye bizzat inşaatın başına giderek 3 hafta  Bitlis’te kalmak suretiyle yetişmesi için geceli gündüzlü çaba harcadı. Bir hafta sonra Ankara’ya döndü, geri kalan tüm hazırlıkları Ankara’dan tamamladıktan sonra açılışa bir hafta kala yeniden Bitlis’e döndü. Bu kez yanında muhterem eşleri Muzaffer Hanımla birlikte. Muzaffer Hanım ayaklarındaki ağrılara rağmen bir hafta gibi bir süre Bitlis’te kalması konuya verilen önemin bir göstergesi değil midir? Daha sonra oğulları, torunları topluca Bitlis’e geldiler
Mehpare Çelik,  açılış töreni sırasında Sayın Cemil ÖZGÜR’ün özgeçmişini okurken bir hususu atladı, o ortamda bu uyarıyı yapmak mümkün olmadığı için biz o eksikliği burada tamamlamayı bir görev saymaktayız. Sayın ÖZGÜR, Sayın Ahmet EREN ile birlikte  2006 Yılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görülmüşlerdi. Bu hususun oradan Bitlis’li hemşehrilerimize duyurulması iyi olurdu diye düşünüyoruz…
Bitlis Endüstri Meslek Lisesi’ni Sayın Cemil ÖZGÜR tamamen kendi olanakları ile gerçekleştirdi. Ancak Okulun adının başına BETAV ibaresini koydurmuştu. BETAV, Sayın ÖZGÜR’ün 20 yıla yakın başkanlığını yaptığı  ve son olarak ta Onur Başkanlığını yürüttüğü bir Sivil Toplum Kuruluşu yanı bir Vakıftır. Bu Vakfın Endüstri Meslek Lisesi’nin yapımına hiçbir katkısı olmamıştır, buna karşın neden okulun adının başına konulduğunu soracak olursanız işte bu  Sayın Cemil ÖZGÜR zarafeti’nin bir başka göstergesidir. Kendisi bu hususu şöyle izah etmektedir. “BETAV olmasaydı ne ben gelip bu okulu yapabilirdim ne de Sayın Ahmet EREN beyefendi Bitlis Eren Üniversitesi’nin yapılmasını sağlayabilirdi. İşte onun için BETAV adının  yaşaması için oraya yazdırdım.”
Bitlis Şehir Stadı’nın türbinlerinden daha büyük bir türbin kurulmuştu davetliler için, ilk kez kullanılan protokol koltukları, ilk kez kullanılan kırmızı halılar, konuşma kürsüsü ve konuklara verilecek sandviçlerin içindeki kaşarların bile bizzat Sayın ÖZGÜR tarafından denetlendiği ikramlar, içecekler, Cumhurbaşkanını bizzat hava alanına giderek karşılama girişimleri Sayın ÖZGÜR’ün diğer zarafetinden bazıları. Tüm bunlar geleneksel Bitlis konukseverliğinin uzantıları. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkanı Bitlis’i ziyaret ediyor, her şey çok mükemmel olmalı ve oldu da hayal edilebilecekten, düşünülebilecekten de daha mükemmel oldu, Bitlis’e yakışır bir biçimde oldu.
Her şeyin çok mükemmel geçmesinin sarhoşluğu ile ertesi günü yerel ve ulusal basında bizim yere göğe konduramadığımız bu olay ile ilgili olarak neler çıktı diye basını tararken, yaşadığımız mutlulun iki misli kadar derin bir hayal kırıklığı ile yüz yüze geldik. Ülkenin bu denli önemli bir dönemecinde bu tür faaliyetlerin en azından vatandaşa moral aşılaması açısından verilmesi gerekirken ulusal bir büyük gazetemiz yaşlı ve  eski bir  zenginin uçkur maceralarını birinci sayfasından manşet olarak sunuyordu. Derin bir hüzün kaplamıştı içimizi…
Bir yanda ülkenin sorunlarını, sıkıntılarını gidermeye çalışan hayırsever insanların göstermiş oldukları fedakarlıklar öte yanda bu olanlardan habersiz, ilgisiz ve duyarsız ulusal basın, demek ki ülkenin bir senkronize sorunu da mevcuttur. Ulusal basın bu tür hassas konular yerine magazin olaylarını daha ticari karşılıyor olmalı…
Sayın ÖZGÜR, eşiyle, çocuklarıyla, torunlarıyla Bitlis’in geleceği için bir altın sayfa açıp yeni kuşağa armağan etti. Yeni kuşağa düşen görev ise bu yolda yapılması gereken her şeyi yapıp, aydın, uygar, çağdaş, zengin bir Bitlis’in yeniden yaratılmasını sağlamak olmalıdır..
Sonsuz teşekkürler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder