8 Ağustos 2017 Salı

"ARTIK BEN DE AHLAT’LIYIM…", Hüsnü SOYDAN

ARTIK BEN DE AHLAT’LIYIM…
Hüsnü SOYDAN
Emekli Albay İlhami Beyle tanışmamı bir arkadaşım sağladı, ona ne kadar teşekkür etsem azdır. Birkaç kısa yazışma ve iki kez yüz yüze görüşmeden sonra kendisine olan sevgim ve saygım o kadar arttı ki benden genç görünmesine karşın yaşı, bilgisi, becerisi ve ortaya koyduğu ürünleri ile ‘ağabeyim’ olmayı çoktan hak etti. Gerek  tanık olduğum çalışmasından  ve gerekse özgeçmişinde öğrendiğim çalışmalarından ötürü İlhami ağabeyi kutluyorum. Umuyorum ki her ilçemizin ve beldemizin, kendilerine gönülden sahip çıkan İlhami’leri olsun
Kendisine Ahlat’la ilgili anımı anlattıktan sonra ‘Komutanım; bu anınızı bize yazın da gazetemizde yayınlayalım’ dediğinde hem sevindim hem de öyle gururlandım ki benim yöremin deyişi ile koltuklarım kabardı. Hele de o anımın Ahlat Gazetesi’nin 100 üncü sayısında çıkması bana ikinci bir kimlik kartı yani nüfus cüzdanı oldu. Sanki Ahlat’lı olduğum onaylandı. Çünkü sayın hemşerilerim ben Gazete’nin 100 üncü sayısını sadece gazete olarak değil oğuldan oğula devredilecek bir ansiklopedi olarak görüyorum. Bence bu ansiklopediden sadece Ahlat’lılar değil bütün Bitlis’liler bir tane edinip kitaplıklarında ata yadigarı gibi saklamalılar.
Bitlis’in ve Ahlat’ın tarihi ve coğrafi özelliklerini azda olsa biliyordum, ama o ilimizin çıkardığı değerli insanları, o ilimize emek ve gönül vermiş Bitlis sevdalılarını ben 100 üncü sayıdan öğrendim. Ve öğrendim ki yüce önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK bu bölgede sadece komutanlık yapmamış, Anadolu’yu incelemiş, Anadolulu ile yoğrulmuş, daha sonra kurmayı tasarladığı Cumhuriyet’in temellerini burada şekillendirmiş. İşte bunları bize sunan 100 üncü sayının; başta İlhami ağabey olmak üzere bütün emekçilerine teşekkür ediyorum. Tabiî ki 100 üncü sayıya yazıları ile katkıda bulunan kişilere de teşekkür ediyorum. Hepsinin ismini saymama sayfam yetmez ve ismini belirtemediklerime haksızlık etmiş olurum ama Sayın Kamran İNAN’ ı anmazsam Devlet Adamlığı kavramına nankörlük etmiş olurum. Yaşayan Devlet Adamlarını sayalım desek beş kişi çıkar mı acaba? Zaten sayı bu kadar az olduğu içindir ki ülkemizin durumu ortada!
Gazeteye bundan sonra da yazabileceğim İlhami ağabey tarafından rica edildi. Seve seve ve onurla kabul ettim. Bundan sonraki yazımda affınıza sığınarak ve sabrınızı da zorlamadan kendi özgeçmişimden söz edeceğim. Yazılarımda yöremden, bağlı olduğum inanç kültüründen ve bağlı olduğum meslekten söz edebilir ve örnekler verebilirim. Yazacaklarım kendi kişiliğimi bağlar ve sadece kendi adımadır. Beğenilenlerden kendim için pay çıkarmam ama beğenilmeyenlerin ve eleştirilenlerin bana ait olduğunu şimdiden kabullendiğimi söylemek isterim.
Güzel günlerde görüşmek üzere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder