19 Haziran 2018 Salı

AHLAT AĞACI, AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU

AHLAT AĞACI
      Nuri Bilge Ceylan, Türk Sineması’nı uluslararası düzeyde başarıdan başarıya taşıyan bir sinemacı. Ahlat Gazetesi, bu değerli sinemacımızın başarılarını zaman zaman sayfalarına taşıyarak, sanata ve sanatçıya gereken değerin verilmesi adına üzerine düşen görevini yerine getirme çabasını gösteriyor.
Nuri Bilge Ceylan

Nuri Bilge Ceylan’ın son filmi olan “Ahlat Ağacı” filminin vizyona girdiğini görünce, ister istemez bir heyecan kapladı içimizi. İlk düşüncemiz, filmin konusunun “Ahlat” ile ilgili olabileceği üzerineydi. Filmle ilgili yorumların medyaya yansıması üzerine bu düşüncemizin isabetli olmadığı gerçeğini öğrenmiş olduk. Ne var ki, konu “Ahlat” ile doğrudan ilgili olmasa da “Ahlat” sözcüğünün kullanılıyor olması bile duygularımızı ateşliyordu.
      Film, Çanakkale’nin Çan ilçesinde yaşayan üniversiteyi yeni bitirmiş Sinan’ın yaşamından bir kesit veriyor. Armut ağacı ile ilgili olarak yazmış olduğu bir kitabı yayımlayabilmek, gereksinim duyduğu finansal desteği bulabilmek için verdiği mücadeleyi yansıtıyor.
      Bir çıkış yolu bulabilmek için aklına ilk gelen yerel yönetimlerin bu tür faaliyetler için bir fonunun olabileceğidir. Bu düşünceyle Çan Belediye Başkanı’nın kapısını çalıyor. Belediye Başkanı ile arasındaki diyalog aynen şöyle:
      -Sayın Başkanım, memleketimizin tanıtımına destek olmak için bir kitap yazdım, ancak kitabın basımı için 2.000.000 liraya gereksinim duymaktayım. Belki Belediye olarak bir katkınız olabilir düşüncesiyle sizi rahatsız ediyorum.
      Belediye Başkanı, Sinan’ın masasına koyduğu kitap taslağının kapağına bakıyor ve “Ahlat Ağacı” ibaresini okuduktan sonra şöyle diyor:
      -Ahlat, evet çok güzel bir yerdir. Van Gölü’nün kıyısında, tarihi anıtları olan eski ve önemli bir kenttir.
       Belediye Başkanı bu ifadeleri kullanırken Sinan’a maddi destek verecekmiş gibi bir izlenim bırakıyor. Bu ifadeler karşısında Sinan’ın bir anda umutları kırılıyor ve şöyle diyor:
      -Başkanım, benim kitabım o Ahlat ile ilgili değil. Çan’da yetişen ve yabani armut olarak bilinen Ahlat ağacı ile ilgilidir. Bu ağacın tanıtımı ile sesimizi duyurabiliriz diye yazdım.
      Ortam bir anda buz kesiyor, Başkan Sinan’ı nasihatleri ile birlikte başka bir kişiye yönlendiriyor
     
Dünyanın En Büyük İslam Mezarlığı
Ne var ki, film Ahlat açısından önemli bir işlevi yerine getirmiş, filmin daha ilk dakikalarında, seyirci daha ne olduğunu anlamadan, Nuri Bilge Ceylan’ın kıvrak zekasıyla Ahlat ile ilgili çarpıcı bir mesaj tüm izleyicilerin beyinlerine enjekte edilmiştir. Bundan sonrası teferruattır biz Ahlat sevdalılarına göre.
      Doğal olarak da teşekkür borçluyuz, büyük usta Nuri Bilge Ceylan’a…
      Nuri Bilge Ceylan, filmin senaryosunu nereden esinlenerek yazdığını şöyle anlatıyor: 
      “Çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdiğim yer, eski tadı ve güzelliği kalmamış olsa da havası hala temiz, çam ormanları arasındaki kasabanın çevresindeki köylerde dolaşırken bazı akrabaların yaşadığı bir köye düştü yolumuz.
      Bir akrabamla evli bir öğretmen var. Enteresan kişiliği ve ezber bozan düşünceleri olan, muhabbetini pek sevdiğim, köylülerin “Hoca” diye hitap ettiği bir ilkokul öğretmeni. Ona rastladık burada.
      Kuzuların güzelliğinden, çayırların renginden, toprağın kokusundan müthiş bir yaşama tutkusundan bahseden bu adam konuşmaya başladığında, biz ne kadar ilgiyle izliyorsak, diğer, köyde yaşayanlar sanki keyifleri kaçmış gibi, adeta utanıyorlar gibi hemen önlerine bakmaya başlıyorlardı. Sanki bir türlü gizli protesto var gibiydi.
Bayındır Kümbeti
      Bu topraklarda farklılığı ya da özgünlüğü ödüllendiren hiçbir mekanizma yoktur. Hele de biri, kendisi için başat ama toplumsal şablonda onay görmesi mümkün görünmeyen bir farklılığı olduğunu hissediyorsa, istem gücü ahlaki açıdan da yıpranmak durumunda kalır.”
      Bu değerlendirmeden sonra, şimdi, değerli sinemacı, büyük usta Nuri Bilge Ceylan’a bir kapı daha aralanmış oluyor, o kapının adı: AHLAT.
      Bir asra damgasını vuran, Anadolu’nun Kapısı, Türkiye’nin Tapusu:AHLAT
      Kuşkusuz biliyorlardır ne olduğunu, ne var ki Dünyaya tanıtılmak için bir ustaya gereksinimi var, bu usta neden Nuri Bilge Ceylan olmasın?

3 Haziran 2018 Pazar

DURUM-HAZİRAN 2018 AHLAT KÜLTÜR SANAT VE ÇEVRE VAKFI, İlhami NALBANTOĞLU


DURUM

       Değerli Okuyucularımız,

     Bölgemizde yıllardır süregelen ve bölgemizin kalkınmasına engel teşkil eden olayların son dönemlerde yavaş yavaş ortadan kalkmasıyla, uygarlığa, çağdaşlığa, gelişmeye susamış olan toplumumuzun önüne yeni bir fırsat kapısı açılmış bulunmaktadır.
     Edindiğimiz izlenimlere göre bölgemiz yoğun bir yatırım atağına kalkma hazırlığındadır.
    Bunun pozitif bir gelişme olduğu yadsınamaz. Ancak, bu aşamada önümüze çıkacak olan önerilere her zamankinden daha hassas bir gözlükle bakmalıyız. Buna benzer geçmişte bazı olumsuz örneklerin yaşanmış olduğunu unutmamamız gerekiyor.
     Bu süreçte Bitlis’in bir cazibe merkezi olacağına kesin olarak inanmaktayız.
     Bu açıdan öncelikli hedeflerin ilk sırasında konaklama tesislerinin olduğunu unutmayalım. Bitlis’te bu açığı kapatacak olanakları ve deneyimleri bol hemşerilerimizin olduğunu biliyoruz.
     Onları bu kutsal göreve davet ediyoruz…
     Saygılarımızla…